Bizle Yaşayan Diyabet |
|
23.11.2024
Diyabet nedir? Nasıl meydana gelir? Diyabet, başta karbonhidratlar olmak üzere protein ve yağ metabolizmasını ilgilendiren bir metabolizma hastalığıdır.Kendisini kan şekerinin sürekli yüksek olması ile gösterir. Diyabet hastalarındaki temel metabolik bozukluk, kan yoluyla taşınan glükozun(şekerin) hücrelerin içine girememesidir. Normal koşullarda besinlerden elde edilen veya karaciğerdeki depolardan kana salınan glükoz pankraeas tarafından salgılanan İNSÜLİN hormonunun yardımıyla hücre içine girer ve orada yakılarak enrjiye dönüşür. Hücrelerin üzerinde değişik maddelerin girmesine izin verilen "kapılar" vardır. Bu kapılar normalde kilitlidirler ve uygun "anahtar" varlığında açılırlar. Diyabet, hücrelerin üzerindeki glükoz "kapısının" açılamaması durumudur. Bu örnekten yola çıkarak diyabetin, anahtar işlevi gören İNSÜLİN hormonu yetersizliğine ve/veya insülinin etkilediği reseptörlerin( hücre kapısındaki kilidin) bozukluğuna bağlı olarak geliştiğini söyleyebiliriz. Kaç tip diyabet vardır? Diyabet sıklığı ne kadradır? Nedenlerine göre bir çok diyabet tipi olmakla birlikte Diyabet vakalarının çok büyük bir kısmını Tip 1 ve Tip 2 Diyabet vakaları oluşturmaktadır. Tip 1 Diyabet daha çok çocuklarda ve genç erişkinlerde görülür. Tip 1 Diyabet, pankreasta bulunan ve insülin ürten beta hücrelerinin otoimmün bir süreç sonunda zedelenmesi ile maydana gelmektedir. Hastalar, mutlak veya görece bir insülin yetersizliği olduğundan ömür boyu insülin hormonunu dışardan(enjeksiyon yoluyla) almak zorundandırlar. Bu nedenle Tip 1 Diyabet İnsüline Bağımlı Diyabet ( Insulin Dependent Diabetes mellitus="IDDM)" olarak da isimlendirilmektedir. Genel olarak toplumdaki diyabet vakalarının %10'unu Tip 1 Diyabet vakaları oluştumaktadır. Çocukluk çağında Tip 1 Diyabet sıklığı ülkeler(bölgeler) arasında farklılık göstermekte ve her yıl 15 yaş altındaki 100.000 çocuktan 1-42'sinde diyabet gelişmektedir. Tip 1 Diyabet sıklığı genel olarak kuzey ülkelerinde daha sık görülmektedir. Tip 2 Diyabet, sıklıkla erişkinlerde ve obes(şişman) kişilerde görülmektedir. Tip 2 Diyabetli hastalarda insülin salgılanmasındaki yetersizlikten çok dokulardaki insülin reseptörlerindeki rezistans(direnç) sonucunda glükoz metabolizması bozulmaktadır. Tip 2 diyabetin kuvvetli bir genetik yatkınlık zemininde geliştiği bilinmekle birlikte, genetik mekanizmalar tam olarak aydınlatılamamıştır. Tip 2 Diyabetliler hastalıklarının başlangıcında ve genelde uzun süre insüline ihtiyaç duymadan yaşamlarını sürdürebilmektedirler. Bu nedenle Tip 2 Diyabet İnsüline Bağımlı Olmayan Diyabet( Non-Insulin-Dependent Diabetes Mellitus= NIDDM) oalrak da isimlendirilmektedir. Genel olarak erişkin nüfusta %4-8 oaranında Tip 2 Diyabet görülmektedir. Diyabetin Bulguları Nelerdir? Diyabete bağlı klinik bulgular vücuttaki karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasının bozulmasına bağlıdır. İnsülin eksikliği ve/veya insülin direnci nedeniyle hücrelere giremeyen glükoz belli bir swerum düzeyini(180mg/dl) aştığında idrarala atılmaya başlar. Böbreklerden atılan glükoz beraberinde sıvı atılımını da arttırır ve sonuçta ÇOK VE SIK İDRAR YAPMA(POLİÜRİ) olur. Vücut, Poliüri ile olan sıvı kaybını karşılamak için ÇOK SU İÇİLİR ve bu da POLİDİPSİ olarak isimlendirilir. Organizma, enerji kaynağı olarak glükozu kullanamayınca bir taraftan İŞTAH ARTMASI diğer taraftan yedek enerji depoları olan yağlar ve proteinler yıkılmaya başlar ve bunun sonucunda iştah artmasına rağmen KİLO KAYBI olur. Bu klasik bulguların dışında diyabet hastalarında ÇABUK YORULMA, GÖRME BULANIKLIĞI, SIK DERİ İNFEKSİYONU, KAADINLARDA VAGİNAL MANTAR ENFEKSİYONU gibi bulgular da görülür.
|
|
|
Toplam Okunma Sayısı : 5300 / Eklenme Tarihi: 02.02.2007 |
|
Sitemizde Kayıtlı Diğer Salık Başlıkları |
Yeterli ve Dengeli Beslenme Nedir? |
Temel Besin Olarak Ekmek Ve Diğer Tahıl Ürünleri Başta Geliyor |
Sağlıklı yaşamak için bunları yapın! |
Yüksek Ateş |
Göz Tembelliği ve Tedavisi |
Doğum sonrası eski forma dönmek |
Panik Atak |
Rahatlama Aracımız Masaj |
Sinüzit ve Tedavisi |
Ses Kısıklıkları |
Kulak kaşımak Tehlikleli |
Kışın artan cilt hastalıklarına karşı önlemler |
Çocuk Felci |
Ah Şu Sivilceler |
Kolesterol Nedir? |
Göz sağlığımız: Katarakt |
Bel Ağrılarına Kolay Önlemler |
Reflü Hastaları İçin |
Aman Grib'e Dikkat |
Bel Fıtığına Dikkat!.. |
Ufak ideal egzersiz reçeteleri |
Çocuklarda Kekemelik Problemi |
Bilgisayar Kullanırken Bunlara Dikkat |
Paralar Mikrop Yuvası |
Alternatif Tıp: Akapuntur |
Diş Çürüğünü Yabana Atmayın |
Hayatımızın Anlamı: Su |
Sporun Hayatımıza Etkileri |
Kalbiniz için altın öğütler |
İdrar kaçırmalarda egzersizin önemi |
Benler ve Deri Kanserleri |
Öpücük hastalığı |
Grip neden öldürür? |
Sinüzit nedir? |
Burun tıkanıklığı nedir ? Ne zaman önemlidir ? |
Bu salgın başka salgın |
Grip aşısı hakkında 30 soru ve yanıtı |
Öksürük tipinden hastalık teşhisi |
Ateşiniz varsa nedeni de vardır |
Hastalık olmadan da öksürük olabilir |
Sigara içmek özgürlük mü? |
Tatilde kulaklara dikkat |
Kanser için 'önlenmesi mümkün' 9 risk faktörü |
Koku duyunuz çalışıyor mu? |
Bu da papağan hastalığı |
Koku hastalıkları ve tedavisi |
Babam ve Oğlum'da tıbbi yanlış |
Kulak, burun ve boğazda yabancı cisimler |
Soğuk algınlığının yarattığı sorunlar |
Soğuk ürtikeri |
Ağız Kokusu (Halitozis) |
İnsan ayaktan, at tırnaktan üşür |
Orta Kulak İltahapları |
Horlama ameliyatları hakkında |
Kanserle savaşan besinler |
38 bin bebek 1 aylık olmadan ölüyor |
Aliminyum kaplar sağlığa zararlı |
D vitamini kanser riskini azaltıyor |
Çocuğunuza zaman ayırın |
Kaybedilen eller yeniden hayat buluyor |
Cildinizi koruyarak solaryuma "evet" deyin |
Soğuk havalarda yüz felcine dikkat |
Ayna karşısında vakit harcamaya paydos |
Horlama hakkında bilinmesi gerekenler |
Güçlü olanın ruh sağlığı bozulmuyor |